1 Aralık 2016 Perşembe

Bilinçli Tüketici Olmanın 9 Altın Kuralı.Hadi Sadeleşelim.

Herkese Merhaba
:)

Bugün ürün tanıtımı yapmak yerine, farklı bir konuyla sizlerleyim.Son zamanlarda bir tüketim çılgınlığı aldı başını gidiyor.Sürekli kendimizi bir şeyler alırken kasada buluyoruz.Ancak bunun suçlusunun tamamen biz olduğunu söylemek çok da doğru değil.
Hepimiz her gün onlarca reklama,tanıtıma maruz kalıyoruz. Markaların yeni koleksiyonlarını reklam, lansman, sosyalmedya  aracılığıyla her gün karşılaşıyoruz.
Özellikle bu tüketim fazlası kozmetik ve bakım sektöründe çok daha artmış durumda.Bu da farkedilmiş olacak ki kozmetik alışverişlerine taksit kaldırıldı.Bu duruma kimi memnun olsa da kimi memnun olmasa da ben memnun olan taraftayım.Çünkü indirim dönemlerinde bir çoğumuz, gözü dönmüş bir biçimde sevdiğimiz, beğendiğimiz veya yeni çıkan ürünleri meraktan sepete atıyoruz.Dolayısıyla kasaya gittiğimizde totalde beklediğimizden daha yüksek bir fiyatla karşılaşabiliyoruz.Bütçemizi sarsan fiyatları taksitle kamufle ediyoruz.İşte kritik nokta da burda karşımıza çıkıyor.Çünkü birinin taksidi bitmeden başka bir indirim dönemindeki alışverişin taksidi başlıyor ve bitmek bilmeyen kısır döngü otaya çıkıyor.

Sosyal medyada tüketmiyoruz kampanyasını,sadeleşmeyi şu sıralar çok duyar oldum.Gösteriş ve şatafat yerine minimalizmin ve sadeliğin yavaş yavaş ön plana çıktığını görüyorum.Ben katı bir şekilde tüketmeme kampanyalarına önyargılı yaklaşıyorum.Hiç bir şey almadan yaşamak yaşadığımız çağda çok zor.Bize bir şey yasaklandığında kurallar,kısıtlamakar koyulduğunda daha çok alma isteği uyanması da yadsınamaz bir gerçek.Bunun yerine kendime ılımlı tüketmeme kampanyası uyguladım.Daha bilinçli tüketici olmak için araştımaya başladım.Son bir kaç aydır başarıyla uyguladığımı düşünüyorum.

Peki bunun için neler yapılmalı?

1. Öncelikle fazlalıklarınızı belirleyin.
Bu; kozmetikler,giysiler,dekorasyon eşyaları hatta sevmediğimiz insanlar da olabilir.Dolaplarınızda gezintiye çıkın.Hangi eşyalarınızı kullanmadığınızı belirleyin.Hangilerinin hakkını vermediğinizi düşünüyorsunuz?Zamanında çok hevesle alıp da sezonlardır giymediğiniz gömlekler,pantolonlar,ceketler, kombinlenemeyen etekler,uzun zamandır sürülmeyi bekleyen rujlar,çekmecenin arkasında sıkışmış can çekişen kozmetikler..


2. Ne istediğinizi bilin.
Bunun en etkin yolu kendini bilmekten geçiyor.Kendinizi iyi tanıyın.Hangi tarz kıyafetlerin hangi çizginin size yakıştığını, cildinize uygun fondöteni, teninize uygun ruj tonlarını iyi belirleyin.Örneğin bana pembe rujun bana yakışmadığını, mat ve pembe alttonlu fondötenlerin beni ölü balık gibi gösterdiğini farkedip elimden çıkarttım.


3.Paylaşmanın mutluluğunu yaşayın.
Üç sezondur giymediğiniz kıyafetleri,sürmediğiniz kozmetikleri,kalabalık yapan süs eşyalarını belirlediniz.Peki şimdi ne yapacaksınız?
Ben hep " bir şeyi uzun süredir kullanmıyorsan; o senin hakkın değildir" sözüne inanırım.Unutmayın: Size uymayan ürünlerin uyacağı, sevmediklerinizi sevebilecek, o ürünlerin hakkını sizden daha iyi verecek  birileri mutlaka vardır.
Belirlediğiniz ürünleri 2. el satan sitelerde satışa sunabilir yada arkadaşlarınızla takas edebilirsiniz.Ben bunları daha çok tanıdıklarımla paylaşmayı ya da ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı seviyorum.Kalabalık yapan fazla ürünleri elediğinizde zihninizin rahatladığını hissedeceksiniz.


4.Alışveriş Listesi Belirleyin.
Alışveşe çıkmadan önce gerçek ihtiyacınız olan şeyleri kişisel ajandanıza yazın. Ve mümkün olduğunda bu listenin dışına çıkmamaya çalışın. Bu sayede hem alacağınız şeyleri unutmazsınız hem de gereksiz alışverişi önlersiniz.


5. İki Defa Düşünün
İşte en altın kural. Bir şeyi almaya karar vermeden önce iki kez düşünmek gereksiz alışverişi yarı yarıya azaltıyor.Kabinde bir elbise denediniz.Ürün tam da bedeninize uydu.Fakat bir sorun var.O ürüne gerçekten ihtiyacınız var mı? Dolabınızdaki benzer modeldeki yada renkteki kıyafetleri düşünün. Kombinlenecek parçalarınızı ve giyilebilecek yerleri düşünün.Cevabınız hayırsa buyrun sizi ürünle vedalaşmaya davet edelim.
Makyaj tutkunlarının en karşı koyamadığı makyaj ürünlerinde de aynı durum söz konusu.Birçok markanın far paletleri, envai çeşit rujları, fondötenleri piyasada mevcut.Özellikle her yeni çıkan göz alıcı renklerdeki paletlerde gözümüz kayıyor hanımlar.Çok fazla ürün biriktiğinde de aslında elimizdeki bir çok rengin birbirine benzediğini ve ne kadar çeşitli olsalar da makyajda belli başlı renklerin dışına çıkmadığımızı farketmemiz kaçınılmaz.Ben her far krizim tuttuğunda makyaj çekmeceme koşup far paletlerimi kurcalıyorum ve aslında hiç de ihtiyacım olmadığını farkediyorum.Rujlarda da elimdeki renkleri karıştırıp farklı bir renk ortaya çıkamaya bayılıyorum.


6. Seçici Olun.
Bir ürünle sık sık karşılaşmak ürünü alma içgüdüsü doğurur.Hepimiz devamlı sosyal medya sayesinde bir çok farklı ürün reklamına maruz kalıyoruz.Bunu engeleyemeyiz fakat kendimizi frenlemek bizim elimizde.Bu devamlı bloglarda karşılaştığınız yeni çıkan markanın far paleti olabilir, moda olan bir parça olabilir, reklamlarda sık sık karşılaştığımız bir şey de olabilir.Burda önemli olan seçici olmak. Örneğin; bir cilt bakımı ürünü alırken sadece yeni çıktığı, her yerde onu gördüğünüz,herkes onu kullanıyor diye düşünerek değil işe yararlığını, içeriğini araştırarak satın alın. Objektif yorum yapan bloglara yada makeupalley gibi puanlı yorumları olan sitelerden de yardım alabilirsiniz.Ve en önemlisi envai çeşit ürün yerine az ve öz ürünün sizi daha çok mutlu ettiğini keşfedin.



7. Adım: Her İndirime İtibar Etmeyin.
İndirimlerin bizi cezbettiğini hangimiz yalanlayabilir ki.Hele ki büyük sezon indirimleri.Ancak bazı indirimleri kulak ardı etmek gerekiyor.Çünkü biz bayanlar indirim gördüğümüzde alınacak mutlaka birşey bulunur.Gratis,Watsons indiriminde boş çıkmak biraz zordur.Fiyatların düştüğünü gördükçe alma isteğimiz daha da bir kabarır.Çoğu zaman karşı koyamayız.Peki ben bunun için ne yapıyorum?Mail kutuma düşen, beni devamlı almaya yönlendiren sitelerin aboneliğinden çıktım.Sıkı indirim dönemlerinde sosyal medyaya biraz kulak tıkıyorum.Çünkü gördükçe alma dürtüm alevlenecek biliyorum :)


8.Sadeleşmenin Keyfine Varın.
Aslında tüm kapılar sadeleşmeye açılıyor.Sadeleşmekten kastım kesinlikle sıradanlaşmak değil bunun altını çizelim.Sadeleşmek fazlalıklardan,kalabalıktan uzaklaşmak, ruhu rahatlatmaktır.Her nesnenin beyninizde ayrı bir yer tuttuğunu ve işe yaramayan nesnelerin uzaklaştıkça; zihninizde yer açılarak arındığını düşünün.Kötü olayları zihnimizden silemeyiz ancak bizi kötü hisettiren şeylerden uzaklaşabiliriz.20 tane beyaz gömleğe, 17 tane allığa, 39 tane ruja, 14 güneş gözlüğüne, 125 fara hangimizin ihtiyacı var ki? Asıl mutluluk az ve öz olmakta gizli.

9. Geri Dönüşümlü Ürünler Kullanın.
Bilinçsiz tükerek maalesef dünyamızı koca bir çöpe dönüştürüyoruz. Bunu az da olsa engellememiz mümkün.En basitinden ürün satın alırken geri dönüşümlü işaretinin olmasını dikkat edebiliriz.Sürekli pet şişede su tüketmek yerine cam şişeleri dönüşümlü olarak kullanmak hem cüzdanınıza hem sağlığınıza yararlı olacaktır.Alışverişlerde poşetler yerine karton kullanmak da bunlara dahil.Bu konu hakkında yazılacak çok daha fazla şey vardır eminim.Ben de bu konuda araştırdıkça daha çok şey öğrenmeye çalışıyorum.



 Tüm bunları uygulamaya çalışarak, kendimize hakim, ne istediğini bilen bireyler olarak geleceğimize daha güvenle bakmamız mümkün.Sadeleşmek ve minimalizmin etkisini hissetmek size güç verecek.Gereksiz kalabalığın yarattığı baskın his, kullanılmayanları ortadan kaldırdığınızda zihnimizdeki rahatlama ve ferahlamayı hissedeceksiniz.Tüm bunları yaparken biriken paranızla beraber bütçenizde daha önce ayıramadığınız şeylere(örn:seyehat etmek,dil öğrenmek,yemek kursuna gitmek vs) yer açmak sizi oldukça tatmin edecektir.

Sevgiler..





2 yorum:

"YAZIN YAZIN HİÇ ÇEKİNMEYİN. YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ "